25 Mayıs 2014 Pazar

SİYAH FİGÜR TEKNİĞİ





       
                     SİYAH FİGÜR TEKNİĞİ

  
   Yazımı okumadan önce videoyu izlemenizi öneririm arkadaşlar çünkü video çok eğlenceli ve konuya ilgi duymanıza yardımcı olacaktır.
    Evet arkadaşlar siyah figür tekniği Yunan vazo resim sanatı'nın en önemli stilidir dersek yanlış olmaz.M.Ö 7 ve 4 arası yoğun kullanılan bir tekniktir.Figürlerin siyah olduğu bu teknikte,figür renkli yapılsa bile taban mutlaka siyah olurdu,detaylandırma ise kazıma ile yapılırdı.Bugüne kadar kalan eserler Etrürya, Orta İtalya ve Sicilya bölgelerinde bulundu.
  
   Son olarak bu tekniğin bir unsuruda vazoyu yapan ustanın isminin üzerinde yazılı olmasıdır.

25 Şubat 2014 Salı

Sımsıkı 5000 Yıl


               5000 YILLIK BİR AŞKIN KANITI

      Gözlerim dolarak araştırdım bu iki muhteşem aşığı açıkcası arkadaşlar ve uzun süredir uğramadığım bloguma bunu yazmalıyım diyerek oturdum ve sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

 
    İtalya'nın kuzeyindeki Mantua kasabasında en az 5 bin yıllık birbirlerine sımsıkı sarılmış iki iskelet bulunmuştur.Tabi sadece iskeletler ama o kadar güzel bir Aşkı gözler önüne sermektedirler ki Pompei de dahi kazılar yapan kazı başkanı Elena Menotti ''Hiç bu kadar heycanlanmamıştım'' ifaderlerini kullanmıştır.

   Romeo ve Julıet

   William Shakespeare'in meşhur eseri tam olarak da işte bu kasabada geçmekte olması bu iki meşhur aşığın onlar olması teorisinin ortaya çıkmasına temel oluşturmuştur ama dediğim gibi sadece bir terori.William Shakespeare'in eserlerini yaşanmış halk hikayelerine dayandırdığı düşünüldüğünde teorinin öneminin arttığını belirtmekte fayda var.

26 Ocak 2014 Pazar

5300 yıllık Ötzi İnsanı

                                        ÖTZİ İNSANI

    Buz adam Ötzi, İtalya-Avusturya sınırında Ötztal Alplerinde 1991'de iki Alman turist tarafından şans eseri bulunmuş, 5300 yıl önce yaşamış ve doğa şartlarında çok iyi korunmuş mumyadır.
     Ötzi ismini bulunduğu bölgeden almıştır.Arkeologlar ve Antropologlar için Bakır Çağı (Cilalı Taş ile Bronz Çağı arası) Avrupa insanının hayat tarzına ilişkin çok değerli bilgiler sağlamıştır.Ötzi İtalya Bozen-Bolzano kentinin arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.
 
     Mumya bir çok bilim dalınca titizlikle incelenmesinin ardından çok sayıda sonuca ulaşılmıştır.Bunlardan birkaç tanesinden bahsetmek gerekirse, Ötzi'nin ölümü esnasında 30-45 yaş arasında olduğu, yaklaşık 1.60 boyunda olduğu anlaşılmıştır.
     Benim de ilgimi fazlasıyla çeken sonuçlardan biri Ötzi insanının vücudunun çeşitli yerlerinde 57 tane dövme olması.Daha da ilginizi çekecek bir şeyde şu ki bu dövmelerin, günümüzde Akapunktur tedavisinde önem arz eden noktalar üzerinde ya da çok yakınında olması.Dövmelerin denk geldiği bölgelerden hareketle sindirim sistemi ile ilgili sağlık sorunları yaşadığı sonucuna varılmıştır.
    Biraz da Ötzi'nin taşıdıklarından bahsedecek olursam, kuru otlardan örülme bir pelerin, deriden yelek, karda yürümek için özel tasarlanmış geniş ayakkabılar giymekteydi.Elinde ise sapı porsuk ağacından yapılma bakır bir balta, sapı dişbudak ağacından bir çakmaktaşı bıçak, sopaları kartopu çalısı veya kızılcıktan yapılmış ve ucu çakmaktaşlı oklarla dolu bir sadak, ve yapımının henüz tamamlanmadığı anlaşılan ve Ötzi'nin boyundan daha uzun ve yine porsuk ağacından yapılmış bir yaydır.
    Son olarak bahsedeceğim konu da sindirim sistemi analizi  sonucu Ötzi'nin ilki dağkeçisi eti, ikincisi kızıl geyik eti olmak üzere, iki ayrı yemeğin kalıntıları bulunmuştur, ve etlerin tahıl beraberinde yendiği anlaşılmıştır. İlk yemeğin kalıntılarında yer alan polenler araştırmacıları bu yemeğin orta rakımda bir kozalaklı ağaç ormanında yendiği sonucuna ulaştırmıştır.

     Not:Ötzi'nin Lanetli olduğu ve İlkçağ cinayeti olabileceği gibi bir çok soruda tartışılmaktadır; araştırmak isterseniz ilginizi çekebileceğini düşünüyorum.



Ötzi'nin Bulunduğu Hali

25 Ocak 2014 Cumartesi

Uluburun Batığı

                                  ULUBURUN BATIĞI

     Evet arkadaşlar bugün de su altındaki dev dünyadan bir parça olan Uluburun Batığından biraz bahsetmek istiyorum.
     Batık Kaş ilçesin 8.5 km güneydoğusunda 3 bin 300 yıl önce batan Likya ticaret gemisidir.Yaklaşık 15 metre boyundaki gemiyi 1982 yılında sünger avcısı Mehmet Çakır'ın sünger avlamak için denizin derinliklerine indiğinde, bakır külçe yığınlarını görmesiyle Uluburun macerası başlamıştır.
     1984 yılında George Bass ile başlayan kazı Türk Arkeolog Cemal Pulak başkanlığında 11 yıl devam etti ve batığa 22.500 dalış gerçekleştirdi. Denizin 50 metre derinliğindeki bu sessiz dünyada kazı ekibi yılmadan 11 yıl çalıştı.Bulunan eserler ilk değerlendirmeler yapıldıktan sonra Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne gönderildi. Eserler üzerindeki çalışmalar hala devam etmektedir. Kesinleşmemiş birçok soru cevabını beklemektedir.

                  Uluburun'un Taşıdıkları Hakkında

   Geminin yükü olasılıkla kral saraylarına yollanmaktaydı. Hammaddeleri ve hazır ürünleri taşıyan ticari amaçlı gemi 10 ton bakır ve 1 ton kalay taşımaktadır.
- 354 bakır külçe öküz gönü biçiminde -121 disk külçe
- Çoğu cam reçine ile doldurulmuş 150 adet Kenan amforası -9 büyük küp
- 175 adet cam külçe -Abanoz, fil dişi, su aygın dişi
- 3 adet deve kuşu yumurtası
- Altın - gümüş - kurşun
- Mühürler

24 Ocak 2014 Cuma

Su altındaki Apoxyomenos

                                      Apoxyomenos

                         1996 yılında Adriyatik denizinin Hırvatistan tarafında 45 metre derinlikten üzeri tamamen yosun ve süngerle kaplanmış bu şahane bronz heykel çıkarıldı.
                        Heykelin en önemli özelliklerinden biri de hiçbir parçasının eksik olmaması.1.92 boyundaki Apoxyomenos M.Ö 2-1.yy tarihlenmektedir.
                        Muazzam şekilde günümüze ulaşan heykel Zagreb Mimari Müzesinde sergilenmektedir.

      
 

  Su altındaki yosun ve süngerlerle kaplanmış hali..(resim.1)
Heykelin çıkarıldıktan sonra temizlenmiş hali..(resim.2)





500 yıllık oturuş ''La Doncella''

    15 yaşındayken İnkalılar tarafından tanrılar için kurban verildi.Tanrılar için kurban etme ritüellerinin üzerinden 500 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzü, gözleri ve ifadesiyle ona bakanların kanını donduruyor.
    
    Arkeoloji tarihinde ''La Doncella'' ismiyle yer eden küçük kızın cesedi Arjantin High Mountain Müzesinde bugüne kadar korunmuş en eski ve en iyi korunmuş ceset olarak sergilenmektedir.
   
     Beyni, derisi, saçları tam olarak korunmuş ceset 1999 yılında bulunmuştur.La Doncella bulunduğunda yanına iki çocuğun cesedi daha vardı.Onlara ise El Nino ve La Nina del Rayo isimleri verilmiştir.





22 Ocak 2014 Çarşamba